Şemsiye
tarafından - Temmuz 26, 2020
2,834 görüntüleme

Kumruların Hikayesi

Hatırlar mısın bilmem anlatmıştım sana kumruların hikayesini, büyük bir hevesle. İnanmamıştım bana ki zaten hep saçma bulurdun sen böyle hikayeleri. Mesela hiç umurunda olmadı kumruların dertleri.
Gerçek değil derdin hep, kandırmışlar seni.. Oysa bir insanın bir hikayeye, masala ya da hayale bağlanma sebebi hiç bir zaman gerçek olma ihtimali olmamıştır ki, bunu bilemedin.. Ve sanırım asla bilemeyeceksin. Sen çocukluğunu yıllar önce terk etmiş daha da dönüp bakmamışsın ki yüzüne, baksaydın keşke. Çocuk ruhuna düşman gözüyle bakmasaydın eğer bambaşka bir yer olmuştu dünya hepimiz için, ama sen mutlu olma ihtimalini saygın, kendinden emin görünen biri olma ihtimaline tercih ettin. Oysa çoklu şey vardı öğreneceğimiz çocuklardan, bilemedin..
Çocuk olsaydık, hep çocuk kalsaydık ne kadar da güzel olurdu her şey bir düşünsene. Daha cesur olmaz mıydık sence de, daha mutlu, daha vicdanlı, en önemlisi de daha barışçıl olmaz mıydık? Dedim ya en başında çok şey var öğrenilecek çocuklardan sevmeyi öğrenmeliyiz en başında.
Biz büyürken çocuk ruhumuzu yanımıza almaktan, onunla görünmekten utanan zavallı nesil ne yazık ki hep uzaklarda arayacağız yanı başımızdaki güzellikleri ve belki de asla ulaşamayacağız onlara.
İçimdeki çocuk ruh yönetiyor diyemem belki hayatımı -keşke diyebilsem- ama barıştığım onunla siyah beyaz değil en azından benim için dünya. Ahh öyle çok isterdim ki sen de renklerini gör bu dünyanın, empati kurabil mesela ya da ne bileyim işte hikayeleri dinlerken içinde buluver kendini. Ama yapamazsın değil mi bunu, büyümüşlüğün izin vermez. Kumruların hikayesine de inanmamıştın zaten, sahi neden inanmadın? Bir hikayenin gerçek olma ihtimali seni neden korkuttu bu kadar? Bir kez olsun deneseydin inanmayı otoriten mi zedelenirdi yoksa saygınlığın mı zarar görürdü? İstersen dur cevap verme hiç ben söyleyeyim sana neden korktuğunu, bunların hiç biri olmazdı aslında inanmayı deneseydin, buluverseydin kendini bir anda bu hikayenin içinde ama bir kere baktım mı o pencereden, bir kere tanıştın mı o dünya ile çıkmak istemezsin içinden ve eminim ki seni asıl korkutan şey hikayenin gerçek olma ihtimalinden ziyade o hikayenin gerçekliği ile bir ömür yaşama ihtimali oldu, o gerçeklikten kurtulamamak, her duyduğun hikayeyi hayretle dinlemek..
Daha mı mutlusun peki böyle? Bu hayatı dümdüz yaşamayı hayal kırıklıklarından sakınmak için mi seçtin yoksa? Bunu asla bilemeyeceğiz galiba..
Konuştuk o kadar hazır lafı da gelmişken sahi sen bilir misin kumruların hikayesini? Dinlemek istersen bak anlatayım, ben yorulmam anlatmaktan gocunmam da bu hikayeler ile büyüdüm ben her gün dinlemekten yorulmadım da anlatmaktan mı yorulacağım hem. Sen dinlemek iste yeter ki ben her gün de anlatırım sana belki inanırsın bir gün umudu ile yorulmadan anlatırım hiç merak etme.
Sahi sen bilir misin kumruların hikayesini? Doğru ya bilmezsin..
Halk mitolojisine göre kumrular biri erkek diğeri kız iki kardeştir aslında. Vakti zamanında bu iki kardeşin anneleri ölmüş ve babaları tekrar evlenerek üvey anne getirmiş bu iki kardeşin başına. Gel gör ki bu üvey anne fena mı fena imiş. Evin tüm işini yaptırırmış bu iki garip kardeşe bu da yetmezmiş gibi yapmadığı eziyet de kalmaz imiş üvey annenin. Günlerden bir gün bu iki çocuk mutfağı temizlerken kız kardeş yanlışlıkla yeni kilimin üzerine yağ fıçısını devirmiş, oğlan da panikleyip elindeki tuz kabını düşürmüş. Bu iki kardeş üvey annelerinin yapacaklarından o kadar çok korkmuş ki ne yapacaklarını bilememişler, oturup dua etmeye başlamışlar.Demişler ki ' Allah'aım üvey annemiz bize eziyet edip döver, ya kuş olup uçsaydık ya taş olup kalsaydık da kurtulayım.' O sırada da üvey anne gelip görmüş ortalığın halini ve başlamış dövmeye zavallıcıkları ve boğazına yapışmış erkek olanın..Tam o sırada zavallı çocukların duaları kabul olur ve iki kardeş birden kuş oluverir. Babaları çocukların kaybolduğunu düşünür hep, üvey anneleri ise her gün gelip pencereye konan iki kumru kuşunun bu iki kardeş olduğunu anlar. Bu yüzdendir ki bu kuşlardan biri 'gugukguk yağ döktüm ' derken diğeri de 'gugukguk tuz döktüm, ben korktum ' diye devam eder..
Ben o kadar çok inandım ki bu hikayeye bu iki kumru kardeşin resimlerini bile çizebilirim istersen sana, ama eminim inanmazsın buna da.. 

Yayınlanan: Nedir, Eğlence, Dram
Bunu beğenen ilk kişi ol.