Beğeniler
Hindiba Otu Nedir? Az Bilinen 10 Faydası
Hindiba Otu: İbn-i Sina Tavsiye Ediyor!
Hindiba otu sert gövdeye sahip, ince tüycüklerle kaplanmış bir bitkidir. Toprağın 20 cm derinine kadar uzayabilen köklere sahiptir. Hindiba çiçeği renkleri genelde sarıdır, bazıları ise mavi, beyaz ve pembemsi olurlar.
Hindiba faydaları için uzun yıllardır birçok farklı yerde tüketilen şifalı bir bitkidir. İçinde bulunan inülin maddesi faydalı bakteri sayısı çoğaltarak prebiyotik etki gösterir. Böylece sindirim sistemi daha sağlıklı çalışır. Ayrıca diyabet, kanser, kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğu söylenmektedir.
Karaciğeri güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Eski dönemlerden beri bu bitki tedavi destekleyicisi olarak kullanılmaktadır. İbn-i Sina’nın hindiba otu faydaları ile ilgili yazıları mevcuttur. Bu yazılarda hindibalı su ile cilt yıkanırsa daha sağlıklı olacağından, tüketilmesinin de karaciğere faydalı olduğuna kadar çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Gelin, hindibağın faydalarına birlikte göz atalım.
Hindiba Nedir?
Öncelikle hindiba ne demek diye soranlara kayıtlarda bulunan ilk bitkiler arasında olduğunu söyleyelim; yani oldukça eski bir geçmişe sahiptir, ismi de Arapça kökenlidir.
Güneğik ve yabani hindiba gibi farklı isimlerle anılan hindiba bitki bilimi yani botanikte bileşikgiller ailesinde yer almaktadır.
Karahindiba (radika) ile birçok benzerlikleri olsa da farklı bitkilerdir. Karahindibağın çocukların oynamayı sevdiği ve üfleyince dağılan pamuksu topçukları birçok müziğe ve sanatçıya da ilham olmuştur.
Hindiba bitkisi ülkemizde özellikle Anadolu bölgesinde yol kenarı, bayırlar, ekilmemiş araziler gibi farklı yerlerde yabani bir ot türü olarak türeyebilmektedir. Kendi kendine döktüğü tohumlarla da geniş alanlara yayılabilen bir türdür.
Hindiba Faydaları: Az Bilinen 10 Özelliği
Kozmetikte yararlanılan bir bitki olan hindiba cildi tazeleyip, yenilemeye yardımcı olur.
Karaciğer rahatsızlıklarının ve safra kesesi sorunlarının tedavisine yardım eder.
Kanı temizler, idrar ve ter atımını kolaylaştırarak vücudun canlanmasını sağlar. Böylece toksinler atılır ve vücut direnci artar.
Reflü, mide yanması ve hazımsızlık gibi sindirim sistemi sorunlarınız için de hindibadan faydalanabilirsiniz.
Hindibanın doğal lifli yapısı tüm sistem sağlığına iyi gelir.
Kötü kolesterolün düşmesine yardımcı olur ve kalp krizi riskini azaltır.
Kireçlenme sebebiyle oluşan ağrılarınızı hafifletmek için hindiba çayı içebilirsiniz.
Bitkinin kaygı ve stresi azaltıcı etkisinden faydalanabilen bazı kişiler akşamları hindiba çayı içerek biraz daha iyi uyuyabilmektedir.
Kanser oluşumuna karşı önleyici olarak önerilen bitkiler arasında yer almaktadır.
Tokluk hissi yarattığı için zayıflamak istiyorsanız diyet listesine hindiba çayını ekleyebilirsiniz.
Şeker hastalığı olanlar için şeker dengeleyici etkisi olduğu bilinmektedir.
Hindiba Ne İşe Yarar, Nasıl Yenir?
Nemli alanlarda bir çabaya gerek olmadan kendiliğinden büyüyen bitki türleri arasında bulunan hindiba hem şifalarından faydalanmak için hem yiyecek olarak kullanılmaktadır.
Hindiba nasıl tüketilir diye soracak olursanız yapraklarından salata ve yemek yapılmaktadır.
Bitki hafif acımtırak bir tada sahiptir.
Kök, çiçek ve sap kısımları bazı rahatsızlıkların tedavisine yardımcı olmak için kullanılır.
Hindiba bitki çayı olarak tüketilmektedir. Hazırlanışı diğer bitki çayları ile aynıdır; kaynamış suda ortalama 5-6 dakika demlendikten sonra süzerek içilebilir.
Ayrıca bitkinin köklerinin kurutulmasıyla elde edilen karışım hindiba kahvesi olarak içilmektedir.
Hindiba Zayıflatır Mı?
Hindiba otu faydaları arasında zayıflamayı kolaylaştırıcı etkisi yer alır. Hindiba çayı ve hindiba kahvesi direkt olarak zayıflamayı sağlamasa da etkileri ile dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı olur. Bu etkileri şöyle sıralayabiliriz:
Ödem atılmasına yardımcı olur.
Uzun süre tok hissetmenizi sağlar.
Hindiba kahvesi yenen yemeklerin sindirimini kolaylaştırır.
Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeyi destekler.
Hindiba Zararları ve Yan Etkileri
Genel olarak pek zararı bulunmayan doğal bitki hindibağın bazı özel durumlarda olumsuz etkileri görülebilmektedir.
Yaban mersini, huş ağacı poleni alerjisi olanların hindiba alerjisi de olabilmektedir.
Hindiba fazla tüketilirse sindirimi rahatlatmanın ötesine geçerek ishal gibi sorunlara yol açabilmektedir.
Hamilelerin ve çocukların hindiba içmemesi önerilir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Füme Et Nedir? Nasıl Yapılır, Yenir?
Füme Et: Tütsülenmiş İnce Dilimler
Et tüketimi, sağlıklı yaşamın sırlarından biridir. Çeşitlerine göre etleri, öğünlere paylaştırdığınızda günlük enerji ihtiyacının bir kısmını karşılarsınız. Et tükettiğinizde kalp sağlığını ve beyin sağlığını korursunuz. Çünkü düzenli olarak et tüketmek, sinirleri uyarır ve B vitamini sayesinde kan dolaşımını düzenler.
Kasap ve şarküteri reyonunda dikkatinizi çeken etlerden biri olan füme et, her öğünde farklı tariflerle sunulur. Sıcak yemeklerde, soğuk mezelerde ve kahvaltı anlarında damağınızı lezzetlendiren füme et çeşitleri, bu yazımızda merak edilen özellikleriyle karşınızda olacak. Füme et ne demek sorusunun yanıtlarını ve daha fazlasını öğrenmek için; bu sayfadan ayrılmayın!
Füme Et Nedir?
Füme et, çeşitli etlerin daha uzun süre içinde tüketilmesi için tütsüleme işleminden geçmesiyle hazırlanan et türüdür.
Füme etler, özel olarak tütsüleme işleminden geçer. Bu işlem doğal ortamda odundan çıkan islerle yapılır. Seri üretimde ise tütsüleme cihazları kullanılarak hazırlanabilir.
Balık, tavuk, hindi, dana etlerinin kullanılmasıyla ortaya çıkan füme et, çeşitli tarifleri lezzetlendirir.
Bu etleri hazırlamanın amacı, çiğ etin daha uzun ömürlü olmasıdır.
Çok eski zamanlarda etlerin bozulmaması ve daha sonraki zamanlarda tüketilmesi için etler tütsülenirdi. Eski çağlardan gelen bu özellik, şimdilerde şarküteri reyonlarının zenginleşmesine vesile olmuştur.
Pek çok insanın severek yediği füme etler, özel bir aromaya sahiptir. Aroması ise; tütsülenme işleminden gelmektedir.
Tütsüleme sırasında kullanılan odunun kokusu, ete sineceği için iştah açan bir aroma bırakacaktır.
Füme Et Nasıl Yapılır?
Füme et yapımı, özel teknikler istemektedir. Füme etin lezzetlenmesi için bazı ağaçlardan alınan odunların kullanılması önerilir.
Elma, kiraz ve erik ağaçları gibi meyve ağaçların odunları ile meşe, kayın ve palamut gibi yapraklı ağaçlar füme et için en uygun ağaçlardır. Çünkü bu ağaçların kendine has kokusu, ete de geçeceği için etin lezzetini artıracaktır.
Tütsülenecek etler ince dilimler halinde kesilir. Füme etin özellikle ince olması gerekir.
Kesilen dilim etler, tütsüleme tepsilerine ya da özel şişlere dizilir.
Ateşten çıkan duman sayesinde etler, kanını ve suyunu akıtır.
Usul usul yanan ateş etrafında suyu ve kanı bırakan etler, tamamen tütsülenene kadar tütsüleme işlemi devam eder.
Tütsüleme işlemi biten füme etler, sıcaklığını bıraktığında muhafaza edilmek için özel konservelere ya da füme poşetlerine sarılır.
Füme etler yanmamalıdır. Dumanda usulca ön pişirme işleminden geçer.
Etin yüzeyinde biriken isler sayesinde, et uzun süre korunur ve hava alma özelliğini kaybeder. Bu şekilde daha uzun süre içinde tüketime uygun hale gelir.
Füme Et Nasıl Yenir?
Füme et nasıl tüketilir diye düşündüğünüzde, bu etleri aslında her tarife uydurabileceğinizi unutmayın.
Füme etler, yüksek asitli alkollerle beraber tüketilebilir. Şarap yanına ne hazırlasam diye plan yapıyorsanız; mutlaka damak zevkinize uygun olan füme etleri servis edebilirsiniz.
Füme et, şarapla beraber tüketilecekse peyniri de tabağa eklemeyi düşünebilirsiniz.
Soğuk sandviç hazırlamak için füme etten yardım alabilirsiniz. Sandviçlerin besin değerini artırarak daha uzun süre tok kalmanıza yardım eder.
Özellikle de hindi füme, soğuk sandviçler için çok uygundur. Kokusu rahatsız etmez, besleyici özelliği yüksektir.
Pizza yapacaksanız, arzu ettiğiniz füme eti değerlendirebilirsiniz. Dana ya da hindi füme et, pizzaya çok yakışacaktır. İnce dilimler, kısa sürede pişerek pizzaya çok özel bir tat verecektir.
Salatalarınızın tadını değiştirmek ve daha da lezzetlendirmek isterseniz, balık füme ya da dana, hindi füme tercih edebilirsiniz.
Füme Et Zararlı mı Sağlıklı mı?
Füme et sağlıklı mı zararlı mı diye pek çok kişi yemeden önce düşünmektedir. Görünüş itibariyle çiğ eti andırmaktadır.
Ancak tütsüleme işleminden geçtiği için paketten çıktığı andan itibaren tüketime uygundur.
Tütsüleme işleminden geçen bu etlerin içinde zararlı mikroorganizmalar bulunmamaktadır.
Sağlıklı şekilde füme et yemek için güvenilir markalardan, tüketim tarihi geçerli olan paketleri almanız önerilir.
Sağlık Bakanlığının onayını almış firmaların hazırladığı füme etleri alıp mutfağınızda lezzetli tariflere konuk edebilirsiniz.
Füme Et Çeşitleri Nelerdir?
Dana Füme: Antrikottan hazırlandığında oldukça lezzetli bir füme sunulur. Antrikot yerine kol altından çıkan et kısmından da füme hazırlanabilir.
Balık Füme: Somon balığı füme et için tercih edilecek en lezzetli balıktır. Yağlı balıklar tercih edildiğinde, tütsüleme işlemi sırasında çok kurumaz. Ringa, alabalık, uskumru gibi balıklar tütsülendiğinde çok fazla kurumayacağı için lezetli bir füme olur.
Hindi Füme: Genellikle kahvaltı ve sandviç için tüketilen hindi füme, sporcuların sık sık yediği etlerden biridir. Kalorisi çok düşüktür. Sporcular için enerji kaynaklarından biridir.
Piliç Füme: Kırmızı et sevmeyenler için önerilen piliç füme, daha hafif ve düşük kalorilidir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Tandır Nedir? İyisi Nerede Yenir?
Tandır: Lif Lif Ayrılan Lokum Etin Sırrı
Odun ve ateş bir araya geldiğinde, birbirinden farklı pişirme tekniklerini meydana getirir. Alev alan odunlar, usulca sönmeye başladığında ortaya çıkan köz sayesinde nice lezzetli yemekler hazırlanır. Mangal, ızgara, şişte çevirme gibi bilinen yöntemlere bir de tandır eklenmektedir.
Peki, tandır nedir? Bu sorunun yanıtını alacağınız yazımızda sizleri Anadolu’nun dört bir yanına götüreceğiz. Diyar diyar gezip tandır çeşitleri hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
Binlerce yıl öncesinde ortaya çıkan ve çok eski çağlarda yemekleri pişirmek için kullanılan tandır, aslında günümüzde özel bir yemeğin de adı olarak bilinmektedir. Şimdi sizlerle tandırın ne olduğunu ve tandır adını alan yemeğin özelliklerini inceleyelim. Meraklısına, ülkenin her bir köşesindeki meşhur tandır kebabı hazırlayan mekanlarını sunalım.
Tandır Nedir?
Tandır asırlar öncesinde, evleri ısıtmak için yapılan çukurda yanan ateştir.
Özel bir toprak karışımı hazırlanır ve kuyu şeklinde şekil verilir. Eski dönemlerde evlerin zeminine açılan bu çukurlara odunlar atıldığında; geniş odalar ısıtılırdı.
Zamanla yemek pişirme ihtiyacı için de kullanılan tandırlar, günümüzde özellikle de et ve ekmek pişirmek için tercih edilmeye başladı.
Ülkenin pek çok bölgesinde, köy evlerinde, evlerin çatılarında kurulan tandırlar sayesinde uzun süre tüketilecek kadar tandır ekmeği pişirildi.
Zamanla tandır kültürü gelişti ve kuzu etlerinin lokum kıvamında pişmesi için kullanılan bir mangal haline geldi.
Tandır, yaygın şekilde kuzu etinin özel bir şiş içinde ateşte pişmesiyle hazırlanan yemeğe verilen bir isim de oldu.
Tandır kuzu eti için ideal bir pişirme yöntemi olmuştur. Lokantalar özellikle de kuzu eti sevenler için mekanlarında doğal tandır hazırlamıştır.
Yere kazılarak hazırlanan tandırların belirli bir ölçüsü vardır. Genellikle 130 cm ile 150 cm aralığındadır.
Doğu illerinde bu tandırlarda “tandır ekmeği” pişer. Ekmeğin hamuru tandır yastığına yapıştırılır ve yastık yardımıyla hamurlar tandır duvarına yapışır. Çok kısa sürede tandır ekmeği pişerek sofraları lezzetlendirir.
Tandırı inşa etmek için kullanılan malzemeler incelendiğinde, keçi tüyü dikkat çeker. Keçi tüyü, çamurun sıkılaşmasını sağlar ve saman da eklendiğinde, çok zor yıkılan bir fırın haline getirilir.
Tandırda pişen etler genellikle tandır kebabı olarak isimlendirilir. Kebap sevenler tandır kebabı nerenin diye düşünecektir. Aslında bu kebabı pek çok il sahiplenmiştir.
Tandır kebabı İç Anadolu’da çok sık şekilde tüketilir. Özellikle de Yozgat ve Tokat, bu kebabı çok iyi değerlendiren ve sahiplenen illerden biridir.
Lezzetli bir tandır et yemeği için; ustalar kuzu etinin kullanımını önerir. Ancak damak zevkine göre hazırlanan etlerle de tandır kebabı yapılabilir.
Büryan kebabı olarak da bilinen tandır kebabı, et sevenler tarafından afiyetle tüketilir.
En İyi Tandır Nerede Yenir? 8 Meşhur Mekan
1) İstanbul Lokantası Tandır Kebap – Yozgat
Yozgat’ın meşhur lezzetlerinden biri olan tandır kebabını tam da yerinde, Yozgat’ta yemek ister misiniz? İnce ve yumuşacık açılan lavaş, tandır etine sunumda eşlik ederken; siz de lokum kıvamındaki tandır kebabının tadını çıkarabilirsiniz. Kuyudan çıkan etleri dilerseniz kemikli ya da kemiksiz sipariş edebilirsiniz. Tandır kebabını daha önce denemeyenler, Yozgat’ta bu lezzetin tadına varacak.
Adres: Aşağı Nohutlu Mahallesi, Meydan Yeri Sarraflar Caddesi Süsler Sokak No:8, (Sarraflar Caddesi) Yozgat
İletişim: 0354 212 11 01
2) Maltiz Tandır Et – İzmir
İzmir’de et ziyafeti yaşamak isteyenlere hitap eden Maltiz Tandır Et, kuyu kebabının ve kuzu incik lezzetinin tam adresi oluyor. Tandır kebabını leziz ve özenli şekilde sunan Maltiz, kuzu etini pamuk kıvamında servis ediyor. Nezih bir mekanda, özenli sunumlarla tandır kebabı yemek için İzmir’deki durağınız Maltiz Tandır Et olacak!
Adres: Göztepe, Mithatpaşa Caddesi No: 974 /B, Konak, İzmir
İletişim: 0533 418 35 24
3) Meşhur Konyalı Kebap – Ankara
Ankara’da olanlar için tandır lezzetini Ankara’da yaşatan bir mekandır Meşhur Konyalı Kebap. Tandır etini nasıl isterseniz öyle sunan bu restoranda, yumuşacık leziz etlere kavuşacaksınız. Ortalama fiyatlarla, samimi bir mekanda tandır kebabı yemek için Ankara’da Meşhur Konyalı Kebap’ı tercih edebilirsiniz.
Adres: Önder Mahallesi Karacakaya Caddesi No: 149 Siteler, Ankara
İletişim: 0312 348 07 07
4) Eğriçam Büryan Evi – Mersin
İç Anadolu lezzetini Akdeniz’in göbeğinde, Mersin’de denemek ister misiniz? Büryan kebabının sıcacık yağlı tırnak pideyle sunulduğu bu restoranda aç kalma ihtimaliniz olmayacak. Çorbalar, perde pilavı ve meşhur tandır kebabı sizin için Eğriçam Büryan Evi’nde hazırlanıyor. Acıktığınız anlarda en lezzetli öğünleri yaşamak için davetlisiniz.
Adres: GMK Bulvarı Eğriçam Durağı 22102 Sokak Mersin
İletişim: 0324 237 92 37
5) Babaoğlu Kuyu Kebabı – İzmir
Vedat Milor’dan beğeni alan Babaoğlu Lokantası, Tire’nin ünlü mekanlarından biridir. Erkenden gitmenizi, aksi halde tandır kebabını bulamayacağınızı belirtmek isteriz. Makul rakamlar ödeyerek kuyu kebabını leziz şekilde tüketebilirsiniz. Pişen kuzu etinin suyunda ıslanan pidelerle servis edilen bu yemeği bir yiyen bir daha isteyecek!
Adres: Babaoğlu Restoran, Kurtuluş Mahallesi, Hasır Pazarı Sokak No:16 Tire, İzmir
İletişim: 0554 224 35 39
6) Hacı’nın Yeri Kuyu Kebabı – Kastamonu
Türkiye’nin dört bir köşesinde afiyetle tüketilen tandır kebabını şimdi de Kastamonu’da tadıyoruz. Tel tel ayrılan kuzu etlerinin damağınızda bıraktığı iz sayesinde bu yemeğe hayran kalabilirsiniz. Masanızı lezzetlendiren pilav, meze ve salatalar tandır kebabının lezzetini ikiye katlayacak!
Adres: Kastamonu İnebolu Yolu, 37210 Sarıömer, Kastamonu
İletişim: 0366 215 00 72
7) Nokta Kuyu Kebabı – İstanbul
İstanbul’da tandır kebabına hasret kalanların özlemini gideren Nokta Kuyu Kebabı adlı mekan, tandır etinin lezzetlendiği duraklardan biridir. Yayık ayran, mezeler ve salatalar, tandır etine eşlik eden lezzetli ürünler olarak masanızda yerini alıyor. İç mekanda yanan sobanın sıcaklığı sayesinde kendinizi daha iyi hissedebileceğiniz bu restoranda semaver çayıyla günü bitirebilirsiniz.
Adres: Eski Edirne Asfaltı Orman Girişi No: 1252 Arnavutköy, İstanbul
İletişim: 0212 683 81 45
8) Kebapçı Halil – Denizli
Öyle bir tandır kebabı servis ediyorlar ki sloganları da şöyle: Lütfen parmaklarınızla yiyiniz… Soğuk çatal ve bıçak ete değdiğinde etin yağını dondurup lezzetini azaltıyormuş çünkü. Denizli’nin meşhur kuzu kebabını tatmak için leziz bir adres arıyorsanız sizi doğruca Kebapçı Halil’e yönlendiriyoruz. Elinizle pamuk gibi pişmiş sulu kuzu etini yerken iyi ki Denizli’deyim diyeceksiniz. Çatal bıçakla birlikte bu mekanda kart da geçmiyor, yani nakit ödemeniz gerekecek aklınızda olsun.
Adres: Eski Sarayköy Caddesi 357. Sokak No: 3/E Denizli
İletişim: 0258 261 13 57
Sıralama gelişigüzel verilmiştir; değer teşkil etmez.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Sarımsak Suyunun 9 Muhteşem Faydası
Sarımsak Suyu: Enfeksiyon Hastalıklarına İlaç!
Sarımsak, özellikle Türk mutfağında birçok yemekte kullanılır. Dolayısıyla bu besin, hemen her evin mutfağında kendine yer bulur. Soğangiller familyasının bir üyesi olan sarımsak, besin değeri bakımından oldukça faydalı bir yiyecektir. Ayrıca antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde sağlık üzerinde olumlu etkileri vardır. Üstelik kalorisi de yok denecek kadar azdır.
Sarımsak Suyunun Faydaları
Solunum Yolu Rahatsızlıklarına İyi Gelir
Astım Tedavisine Yardımcıdır
Kısırlığa Karşı Etkilidir
Saç İçin Adeta Bir Mucizedir
Sivilce ve İsilik ile Mücadele Eder
Böcek Isırıkları İçin Doğal Reçetedir
Dış Kulak İltihabına İyi Gelir
Zayıflamaya Yardımcıdır
100 gram sarımsak sadece 2 kcal kaloridir. 100 gram sarımsak, 401 mg potasyum ve 181 mg kalsiyum içerir. Bunun yanı sıra aynı miktardaki sarımsakta 1 gr karbonhidrat, 4 gram protein, 2 mg C vitamini ve 5 gram yağ bulunur.
Sarımsak, kokusu nedeniyle tercih edilmeyen bir besin olsa da, besin değeri ve faydaları nedeniyle özellikle dışarıya çıkılmayan günlerde mutlaka tüketilmelidir. Aslında sarımsağı tüketmenin birçok yolu bulunur. Örneğin, hazır paketlenmiş olarak satılan tozunu alıp veya diş halindeki sarımsağı rendeleyip yemeklere katabilirsiniz. Çiğ olarak tüketebilirsiniz. Tazesini salatalara ilave edebilirsiniz. Dilerseniz sarımsağın suyunu çıkarıp içebilir ya da çayını yapabilirsiniz.
Peki sarımsak suyu nasıl çıkarılır? Sarımsak suyunun faydaları nelerdir? Gelin bu soruların yanıtlarına bir bakalım. Sarımsak suyu neye iyi gelir? Hangi rahatsızlıkların tedavisine yardımcıdır. İşte sarımsak suyu ve şifalı etkilerine dair tüm detaylar…
Sarımsak Suyu Nasıl Yapılır, Çıkarılır?
Aslında sarımsak suyu nasıl yapılır sorusunun tek bir cevabı yok.
Eğer isterseniz sarımsağı rendeleyip veya fındık kıracağı ile ezdikten sonra elinizle sıkarak suyunu çıkarabilirsiniz. Ancak bu yöntemle istediğiniz miktarda sarımsak suyu elde etmek zor ve zahmetli olabilir.
Ayrıca sarımsak suyu, su ile karıştırılmadan içilirse mideyi rahatsız edebilir.
Sarımsak suyu çıkarmak amacıyla yaygın olarak kullanılan yöntem, sarımsağı soyup kaynamış suya atmaktır.
Bunun için ilk olarak bir avuç kadar sarımsağın kabuklarını soyun.
Ardından bir su bardağı içme suyunu cezveye alıp kaynatın ve sonra da ocağı kapatıp ılımaya bırakın.
Ilıyan suyun içine soyduğunuz sarımsakları atıp 10 dakika kadar dinlenmeye bırakın.
Sarımsak suyunuz hazır. Afiyetle ve şifa niyetiyle tüketebilirsiniz.
Yemek Tarifleri > Blog > Sağlıklı Yaşam - Diyet > Sarımsak Suyunun 9 Muhteşem Faydası
Sarımsak Suyunun 9 Muhteşem Faydası
(1 oy, ortalama: 5,00 / 5)
Kaydet
Yazdır
Özel Not Ekle
İçindekiler
Sarımsak Suyunun Faydaları
Sarımsak Suyu Nasıl Yapılır, Çıkarılır?
Sarımsak Suyu: Enfeksiyon Hastalıklarına İlaç!
Sarımsak, özellikle Türk mutfağında birçok yemekte kullanılır. Dolayısıyla bu besin, hemen her evin mutfağında kendine yer bulur. Soğangiller familyasının bir üyesi olan sarımsak, besin değeri bakımından oldukça faydalı bir yiyecektir. Ayrıca antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde sağlık üzerinde olumlu etkileri vardır. Üstelik kalorisi de yok denecek kadar azdır.
Sarımsak Suyunun Faydaları
Solunum Yolu Rahatsızlıklarına İyi Gelir
Astım Tedavisine Yardımcıdır
Kısırlığa Karşı Etkilidir
Saç İçin Adeta Bir Mucizedir
Sivilce ve İsilik ile Mücadele Eder
Böcek Isırıkları İçin Doğal Reçetedir
Dış Kulak İltihabına İyi Gelir
Zayıflamaya Yardımcıdır
Sarımsak Yutmanın Faydaları Nelerdir? Sarımsak Yutmanın Faydaları
100 gram sarımsak sadece 2 kcal kaloridir. 100 gram sarımsak, 401 mg potasyum ve 181 mg kalsiyum içerir. Bunun yanı sıra aynı miktardaki sarımsakta 1 gr karbonhidrat, 4 gram protein, 2 mg C vitamini ve 5 gram yağ bulunur.
Sarımsak, kokusu nedeniyle tercih edilmeyen bir besin olsa da, besin değeri ve faydaları nedeniyle özellikle dışarıya çıkılmayan günlerde mutlaka tüketilmelidir. Aslında sarımsağı tüketmenin birçok yolu bulunur. Örneğin, hazır paketlenmiş olarak satılan tozunu alıp veya diş halindeki sarımsağı rendeleyip yemeklere katabilirsiniz. Çiğ olarak tüketebilirsiniz. Tazesini salatalara ilave edebilirsiniz. Dilerseniz sarımsağın suyunu çıkarıp içebilir ya da çayını yapabilirsiniz.
Sarımsak Kokusu Nasıl Geçer? Hızlı ve Pratik 10 Çözüm
Peki sarımsak suyu nasıl çıkarılır? Sarımsak suyunun faydaları nelerdir? Gelin bu soruların yanıtlarına bir bakalım. Sarımsak suyu neye iyi gelir? Hangi rahatsızlıkların tedavisine yardımcıdır. İşte sarımsak suyu ve şifalı etkilerine dair tüm detaylar…
Siyah Sarımsak: Beyazdan 2 Kat Fazla Antioksidan
Sarımsak Suyu Nasıl Yapılır, Çıkarılır?
Aslında sarımsak suyu nasıl yapılır sorusunun tek bir cevabı yok.
Eğer isterseniz sarımsağı rendeleyip veya fındık kıracağı ile ezdikten sonra elinizle sıkarak suyunu çıkarabilirsiniz. Ancak bu yöntemle istediğiniz miktarda sarımsak suyu elde etmek zor ve zahmetli olabilir.
Ayrıca sarımsak suyu, su ile karıştırılmadan içilirse mideyi rahatsız edebilir.
Sarımsak suyu çıkarmak amacıyla yaygın olarak kullanılan yöntem, sarımsağı soyup kaynamış suya atmaktır.
Bunun için ilk olarak bir avuç kadar sarımsağın kabuklarını soyun.
Ardından bir su bardağı içme suyunu cezveye alıp kaynatın ve sonra da ocağı kapatıp ılımaya bırakın.
Ilıyan suyun içine soyduğunuz sarımsakları atıp 10 dakika kadar dinlenmeye bırakın.
Sarımsak suyunuz hazır. Afiyetle ve şifa niyetiyle tüketebilirsiniz.
Siyah Sarımsak Yağı Faydaları, Saçta Kullanımı
Sarımsak Suyunun 9 Faydası
1) Solunum Yolu Rahatsızlıklarına İyi Gelir
Sarımsak suyu antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde kış hastalıklarına ve solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelir.
Boğaz ağrısını ve öksürüğü giderir.
Eğer boğazınız ağrıyorsa; bir bardak ılık suyun içine, bir tatlı kaşığı sarımsak suyu karıştırıp gargara yapabilirsiniz.
Sarımsak suyu bu uygulamayla boğazda ağrıya neden olan enfeksiyonları tedavi ederek ağrıyı ortadan kaldırır.
Öksürük için ise; bir su bardağı nar suyunun içine bir tatlı kaşığı sarımsak suyu ilave edip içebilirsiniz.
2) Astım Tedavisine Yardımcıdır
Sarımsağın solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiğini söylemiştik.
Sarımsak suyu boğaz ağrısı ve öksürüğün yanı sıra astım rahatsızlığı için de doğal bir reçetedir.
Peki astım hastaları sarımsak suyunu nasıl tüketmeli?
Tek yapmaları gereken; bir bardak içme suyuna, 2 yemek kaşığı bal ve bir çay kaşığı sarımsak suyu ilave edip iyice karıştırmak.
Hazırlanan bu karışım her gün az miktarda tüketilirse astımın sebep olduğu semptomlar ortadan kaldırılır.
3) Kolesterolü Dengeler
Sağlıklı seyreden kolesterol kalp krizi geçirme ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini en aza indirir.
Sarımsak suyunun bilinen en önemli faydası kolesterolü dengelemesi ve kötü kolesterolü düşürmesidir.
Düzenli olarak sarımsak suyu içmek damar sertleşmesi, daralması ve kalınlaşması gibi birçok ciddi sağlık sorununu önler.
4) Kısırlığa Karşı Etkilidir
Sarımsak suyunun doğurganlığı artırdığı bilinmektedir.
Sarımsağın bu etkisinden faydalanmak için; bir bardak süte bir tatlı kaşığı sarımsak suyu ilave edip içebilirsiniz.
5) Saç İçin Adeta Bir Mucizedir
Sarımsak suyu saça faydaları saymakla bitmiyor!
“Sarımsak suyu saç çıkarır mı” ve hatta “sarımsak suyu sakal çıkarır mı” soruları sıklıkla soruluyor.
Öncelikle şunu söylemeliyiz: sarımsak suyu kellik için adeta doğal bir çözümdür. Ve evet, hem saç hem de sakal çıkarma da etkilidir.
Peki sarımsak suyu saça nasıl uygulanır?
Sarımsak suyunu saç diplerine ve yüzünüzde sakal çıkmayan yerlere sürüp kuruyana kadar bekleyin. Ardından saçınızı ve yüzünüzü yıkayın. Hepsi bu kadar.
Sarımsak suyu saç dökülmesini önler ve yeni saçların çıkmasına yardımcı olur.
Bu işlemi her gün veya gün aşırı yapabilirsiniz. Düzenli uygulandığı takdirde birinci ayın sonunda etkisini görmeye başlarsınız.
Sarımsak suyunun saç üzerindeki bir diğer olumlu etkisi ise bitleri yok etmesidir.
Bunun için eşit miktarda limon suyu ile sarımsak suyunu karıştırın.
Elde ettiğiniz bu karışımı gece yatmadan önce saç diplerine masaj yaparak uygulayın.
Ardından saçınıza bone geçirip bu şekilde yatın.
Sabah olunca ise saçınızı normal şampuan ile yıkayarak karışımdan arındırın.
Bu yöntemi her gün uygularsanız bir hafta içerisinde bitlerden tamamen kurtulabilirsiniz.
6) Sivilce ve İsilik ile Mücadele Eder
Sarımsak suyunun saça faydalarından sonra gelelim cilt üzerindeki faydalarına.
Sarımsak suyu, antibakteriyel ve antifungal özellikleri sayesinde ciltteki isilik ve sivilceler ile mücadele eder.
Sarımsak suyunun bu özelliğinden faydalanmak için; bir pamuk yardımıyla sarımsak suyunu isilik ve sivilce olan bölgeye uygulamanız yeterli.
Sarımsak suyu ciltte hassasiyete ve kızarıklığa sebep olabilir. Bu nedenle 5 dakikadan fazla cilt yüzeyinde tutulmamalıdır.
7) Böcek Isırıkları İçin Doğal Reçetedir
Ağrı yapan böcek ısırıkları üzerine bir pamuk yardımıyla sarımsak suyu uygulayabilirsiniz.
Sarımsak suyu içerdiği bileşenler sayesinde böcek ısırığı sonrası oluşan şikayetleri giderir.
8) Dış Kulak İltihabına İyi Gelir
Alternatif tıpta kulağa sarımsak suyu damlatmak, dış kulak iltihabına karşı en yaygın uygulanan tedavi yöntemidir.
Sarımsak suyu doğal antibiyotik olarak bilinir. Bu özelliği sayesinde dış kulakta oluşan iltihabı kurutur.
Üstelik uygulaması da çok kolaydır. Tek yapmanız gereken 1 veya 2 diş sarımsağı ezip suyunu çıkarmak ve kulağa damlatmak. Hepsi bu kadar!
Peki sarımsak suyu kulağa zarar verir mi? Aslında uzmanların bu yöntemi önermediğini belirtmeliyiz! Dış kulak iltihabı mutlaka doktor gözetiminde tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
9) Zayıflamaya Yardımcıdır
“Sarımsak suyu zayıflatır mı” diye merak edenler varsa, hemen açıklayalım.
Sarımsak suyunun metabolizmayı hızlandırıcı etkisi bulunur.
Düzenli olarak tüketildiğinde vücuttaki yağları yakar.
İçerdiği bileşenler sayesinde vücudun ihtiyaç duyduğu pek çok vitamin ve minerali sunar. Buna karşılık kalorisi çok düşüktür.
Ayrıca iştah kontrolü sağlar.
Dolayısıyla sarımsak suyu zayıflamaya yardımcıdır.
Sarımsak Suyu Nasıl Tüketilir?
Hazırladığınız sarımsak suyunu içme suyuna ilave ederek tüketebilirsiniz.
Her şeyin fazlasının yarardan çok zarar verdiğini unutmamalısınız. Sarımsak faydalı olduğu kadar da güçlü bir besindir. Dolayısıyla beslenme rutininde yer verilmeli; ancak aşırı tüketimden de kaçınmalısınız.
Sarımsak suyunun günde bir çay bardağından daha fazla tüketilmesi önerilmemektedir.
Sarımsak suyunu içme suyuna ilave edip gün içerisinde bu suyu yudumlayabilirsiniz. Yemeklerinize ve salatalarınıza ilave ederek de tüketebilirsiniz.
Sarımsak suyu tamamen soğuduktan sonra tüketilmelidir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Kenger Otunun Hiç Duymadığınız 11 Faydası
Kenger Bitkisi: Şifası Kökünde Gizli!
Kenger otu papatyagiller ailesinden ortalama 40–50 cm boyuna ulaşabilen, tüylü yapılı, çok yıllık bir bitki türüdür. Kenger otu faydaları arasında bolca şifalı özellikler bulunmaktadır. Bazı yerlerde kenger deve dikeni olarak da bilinmektedir.
Kenger Otunun Faydaları
Tansiyonu Düzenler
Şekeri Dengeler
Diş Sağlığını Güçlendirir
Hücreleri Yeniler
Toksinleri Vücuttan Atar
Taş Düşmesini Kolaylaştırır
Hazmı Kolaylaştırır
Vücudu Dinlendirir
Baş Ağrısını Azaltır
Yüz Kaslarını Güçlendirir
Kulak Zarı Sorunlarına İyi Gelir
Kenger bitkisi nasıldır diye merak edenler için görünümü şöyle açıklanabilir: Gövde kısımları genellikle kısadır ve çok fazla dalları olmaz. Yapraklarında beyaz tüyler olabilir ve direkt gövdeden çıkan yaprakları da olabilmektedir. Kenger nedir diye soracak olursanız süslü bir bitkidir yanıtını verebiliriz.
Küreye benzeyen çiçekleri vardır ve genellikle mor ve kırmızı renkli olurlar. Baş bölümleri sarı ve yeşil arası tonlarda ve sert yapıdadır.
Kenger bitkisi faydaları hakkında aldığınız bilgilerden sonra bu otu kullanmadan önce bir uzman görüşü almanızı tavsiye ederiz. Her bitki her kişide aynı sonuçları vermeyebilmektedir.
Kenger Otunun Hiç Duymadığınız 11 Faydası
1) Tansiyonu Düzenler
Kenger faydaları arasında en çok bilinen tansiyonu düzenleyici etkisidir. Kanı temizlediği için kan akışını da düzenler.
2) Şekeri Dengeler
Şekerin dengelenmesinde kenger otundan fayda sağlayan kişiler olabilmektedir.
3) Diş Sağlığını Güçlendirir
Kengeri diş ve diş etini güçlendirir. Ayrıca dişlerin daha beyaz olmasına yardımcı olur. Bu faydalardan yararlanmak için en iyi yöntem sakız olarak çiğnenmesidir.
4) Hücreleri Yeniler
Kenger otunun hücre yenilenmesini desteklediği bilinmektedir. Böylece enerji vererek daha zinde hissetmenize katkı sağlar.
5) Toksinleri Vücuttan Atar
İçerisindeki antioksidanlar sayesinde vücut için zararlı olan toksinlerin atılmasına destek olur.
6) Taş Düşmesini Kolaylaştırır
Kengerin safra kesesinde oluşan taşların düşmesinde yardımcı bir gıda olarak tüketilebileceği bilinmektedir.
7) Hazmı Kolaylaştırır
Hazımsızlık ve mide şişliğinin rahatlaması için kenger otundan yararlanabilirsiniz.
Ayrıca kilo almak isteyenler için bazı kişilerde iştah açıcı etkisi de olabilmektedir.
8) Vücudu Dinlendirir
İçeriği ile kansızlıkla savaşan kenger otu halsizlik hissiniz varsa kendinizi daha zinde hissetmenize yardımcı olabilmektedir.
9) Baş Ağrısını Azaltır
Migren ve baş ağrısı yaşayan kişilerin başvurduğu alternatif bitkilerden bir tanesi de kenger otudur.
10) Yüz Kaslarını Güçlendirir
Kenger biraz sert bir yapıda olduğu için özellikle çiğ tüketilirse yüz ve çene kasları için spor niteliğinde bir etki yapar ve bu kasların güçlenmesini sağlayarak bir sorun yaşanması riskini azaltır.
11) Kulak Zarı Sorunlarına İyi Gelir
Bazı yörelerde kulak zarı iltihabı ya da yırtılması gibi sorunlarda kenger otundan faydalanılmaktadır. Ancak tabii ki böyle ciddi rahatsızlık durumlarında önce doktora başvurulmalıdır.
Kenger Otu Nasıl Yenir?
Taze sap bölümleri genellikle yemek olarak tüketilir ve hazırlanırken kabukları soyulur.
Ayrıca salatalara ekleyenler de vardır.
Çiğ ya da haşlanarak yenilebilmektedir.
Çorbaya ve böreklere bazı yörelerde eklenebilmektedir.
Kenger bitkisi içinde sütü vardır. Özel bir yöntemle elde edilen bu sütten kenger sakızı yapılır. Bu ürün pahalı bir türdür. Bu sakızı çiğnedikten sonra bir süre temiz bir yerde saklayıp tekrar çiğnemeye devam edebilirsiniz.
Akdeniz yöresinde ise kengerin baş kısımları özel bir içecek yapımı için toplanır. Bu kısımlar kavrulduktan sonra öğütme işleminden geçirilir ve kenger kahvesi elde edilir.
Kenger dikeni tohumları bal veya pekmez gibi bir tatlı ile karıştırılıp tüketilebilir. Bitkinin bu bölümünün de faydalı olduğu söylenmektedir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Evde Kaplumbağa Nasıl Beslenir?
Evcil hayvan beslemeye karşı ilginiz varsa; kaplumbağa alıp evde zahmetsiz şekilde besleyebilirsiniz. Su kaplumbağaları kendi alanları içinde sakin sakin yaşayabilen hayvanlardır. Eğer çiftlik ya da bahçeli bir eviniz varsa bu alanlarda da kara kaplumbağası büyütebilirsiniz. Bakımları yapıldıktan sonra bu hayvanlar sizi benimseyecek ve en iyi arkadaşlarınız olacak.
Kaplumbağa beslemek isteyenler için bu sevimli hayvanların beslenmesi hakkında bilgiler hazırladık. Evcil kaplumbağalar ve kara kaplumbağaların hangi yiyecekleri yemesi gerektiğini bu yazımızdan öğrenebilirsiniz. Kaplumbağaları sağlıklı şekilde büyütmek için bu yazımızdaki bilgiler size rehber olacak.
Kaplumbağalar Ne Yer, Nasıl Beslenir?
Karada yaşayan kaplumbağalar genellikle otla beslenir.
Kırlarda, otlak arazilerde kaplumbağaların sürekli gezdiğini görürsünüz. Bu gezileri sırasında kendileri için faydalı olan otları arayıp dururlar.
Protein bu hayvanlar için önemli olduğundan ötürü beslenme seçeneklerine protein mutlaka eklenmelidir. Aksi halde yorgun düşerler ve çok çabuk hastalanırlar.
Kaplumbağalar ne yerler dediğinizde ot ve etleri minicik şekilde parçalayarak verebilirsiniz.
Kaplumbağalar nasıl beslenir sorusunun yanıtı bir miktar böcek içerecektir. Çünkü bu hayvanlar kendi alanlarında buldukları böcekleri yerler.
Ot seçenekleri ise oldukça geniştir. Evinizdeki kaplumbağa için bezelye, lahana, havuç, brokoli, lahana ve bal kabağını çok küçük parçalara ayırıp verebilirsiniz.
Kaplumbağaya kesinlikle süt ve süt ürünleri vermemelisiniz. Bu hayvanlar süt ürünlerini sindirirken çok zorlanır ve tükettiği besinlerden değildir.
Kaplumbağalar ne ile beslenir diye düşünürken ölçülü vermeyi unutmayınız. Çünkü kaplumbağalar sürekli yemek yemeye meyillidir. Eğer sık sık çok yemek yerseler bu durum onlar için tehlikeli hale gelecektir.
Su kaplumbağası genellikle et ağırlıklı beslenir. Eğer evde su kaplumbağası varsa özel olarak üretilen et yemlerini kullanabilirsiniz.
Evde su kaplumbağası büyütürken bu hayvanların gündüz beslendiğini unutmamalısınız. Çünkü kaplumbağalar gün ışığında yemek yemeyi severler.
Şayet akşam saatlerinde alanına yem atarsanız bu yemler sadece suyu kirletecektir.
Su kaplumbağası için alabalık ya da levrek parçalarını tercih edebilirsiniz.
Dana eti ve yağsız et parçalarını da yine evdeki su kaplumbağası için verebilirsiniz.
İlk defa duyanlara çok ilginç gelebilecek bir bilgi daha verelim. Suda yaşayan kaplumbağa türleri haşlanmış yumurtayı da protein olarak alırlar.
Her kaplumbağa türü farklı şekilde beslenir. Deniz kaplumbağaları yosun, alg, sünger, mercan, mürekkep balığı, karides, yengeç, denizanası ve deniz salatalığı tüketir.
Su kaplumbağası ise kurtçuk, salyangoz, böcek larvası, su böcekleri, kabuklu hayvan, su bitkileri, alg ve meyve gibi çeşitli şekilde beslenir.
Karada yaşayan kaplumbağaları beslemek için toprak kurdu, tırtıl, salyangoz, arı, ipek böceği, meyve, yumuşak meyve, mantar ve çiçek verebilirsiniz.
Kaplumbağalar Ne İçer?
Karada ve suda yaşayan kaplumbağa türleri sadece katı besinlerle beslenmez. Onlar için sıvı şeyler de önemli bir besin takviyesi olacaktır. Şimdi kaplumbağalar için hangi sıvılar önemlidir bu konuya değinelim.
Kaplumbağa elma dilimlerini emerek suyunu çekebilir. Ayrıca minicik ağızlarıyla elmayı da yiyebilir. Böylede hem suyunu alır hem de meyvesini.
Yumuşak bir meyve olan kavun kaplumbağa için sıvı kaynağıdır. Kavun yerken suyunu içebilir.
Dut gibi minik ve sulu meyveler kaplumbağalar için su kaynağıdır.
Petshoplardan alabileceğiniz kaplumbağa vitaminlerini suyuna damlattığınız durumda vitamini almış olur.
Kaplumbağa Beslerken Dikkat Etmeniz Gerekenler
Yavru kaplumbağaların kış uykusuna yatmasına izin vermeyiniz.
Su sıcaklığını sık sık kontrol ediniz.
Vitamin damlalarını mutlaka kullanınız.
Güneşlenme esnasında kabuğunun kurumasına engel olunuz. Vücudu hep nemli kalmalıdır.
İşlenmiş gıdalardan uzak kalarak beslenmesini verebilirsiniz.
Yaz aylarında daha sık beslendiklerini unutmayınız.
Kaplumbağalar açken dilleri pembe renk alır. doyduğunda kırmızıya yakın bir ton görülür. Bu işaret size beslenme konusunda yardım edecektir.
Kaplumbağa için kullandığınız yemler uzun süre suyun içinde kaldıysa bu yemleri sudan almanız önerilir.
Beslenme saatlerine göre yemlemeniz ve her yemin taze verilmesi önemlidir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Bu doğal yöntemler siyah noktaları yok ediyor! Yulaf, limon suyu...
Siyah noktalar cinsiyet, yaş ve cilt tipi gözetmeksizin herkesin başına gelebilecek en inatçı cilt sorunların biri. Peki, siyah noktalardan kurtularak bebeksi bir cilde sahip olmak için evde yapabileceğimiz doğal yöntemler neler? İşte siyah noktaları yok eden bazı doğal yöntemler ve maske tarifleri...
Cilt gözeneklerinde bulunan yağın, hava ile teması sonucunda oksidasyona uğrayarak koyu bir renk almasıyla oluşan siyah noktalarla baş etmek oldukça can sıkıcı olabiliyor. Göze hiç de hoş görünmeyen bu küçük siyah noktacıklar, cilt tipi kuru olanlarda dahi hava kirliliği gibi çevresel faktörlerden dolayı oluşabiliyor. Özellikle yüzün alın, burun ve çene bölgelerinde görülen siyah noktalardan kurtulmak için ise etkili birçok doğal yöntem var.
BAŞLANGIÇ OLARAK BUHAR BANYOSU
Yüzünüzü cilt tipinize uygun bir temizleyici ile makyajdan ve kirden arındırdıktan sonra uygulamanız gereken ilk adım; buhar banyosu. Bir litre suyu kaynattıktan sonra içine esansiyel yağlar ya da lavanta, papatya, adaçayı gibi kurutulmuş bitkiler eklemeniz buhar banyosunun etkisi artıracaktır. Sonrasında başınızın üzerine bir havlu örterek yüzünüzü bir süre buhara maruz bırakmalısınız. Yüzünüzü yakacak ve nefes almanızı zorlaştıracak kadar sıcak suya yaklaşmamaya dikkat edin. Gözenekleri açtığımıza göre evde bulunan malzemelerle yapabileceğimiz maskelerden birini uygulamaya hazırız!
DOĞANIN İKİ MUCİZESİ; LİMON VE KARBONAT
1 yemek kaşığı karbonata yarım limon sıkarak elde ettiğimiz macun kıvamındaki maskeyi problemli bölgelere uygulayın. 15-20 dakika bekledikten sonra yüzünüzü soğuk suyla nazikçe yıkayın. Limon gözeneklerin içinde biriken kiri ve yağı çözecek, karbonat ise peeling etkisiyle siyah noktalardan kurtulmanızı sağlayacaktır.
YUMURTA BEYAZI SADECE HARİKA BİR BESİN KAYNAĞI DEĞİL!
Yumurta akı, yağlı ve siyah noktalı ciltler için harika bir arındırıcı. Yumurta akı maskesini uygulamak için öncelikle bir yumurtanın sarısını ve beyazını ayırın. Yumurtanın beyazını cildinize sürdükten sonra ince bir peçete ile yüzünüzü sarın. Peçete kuruduktan sonra üzerine bir kat daha yumurta akı sürmelisiniz. Sonrasında kuruduğundan emin olduğunuz ve iyice katılaşan peçeteyi nazikçe yüzünüzden sıyırın ve siyah noktalarınızdan böylece kolaylıkla kurtulun!
YÜZYILLARDIR DEĞİŞMEYEN TARİF; KİL VE ELMA SİRKESİ
Herkes tarafından arındırıcı özelliği ile bilinen kil, temizleyici elma sirkesi ile birleştiğinde mucizeler yaratıyor. 1 yemek kaşığı kilin içerisine yine 1 yemek kaşığı elma sirkesi ve yüzünüzün tahriş olmasını engellemek için 1 yemek kaşığı gül suyu koyarak macun kıvamına getirdiğiniz karışımı sorunlu bölgelere sürün. Yaklaşık 20 dakika sonra yüzünüzü nazikçe yıkayın.
HASSAS CİLTLER İÇİN; YOĞURT VE YULAF
Yulaf maskesi cildi tahriş etmeyeceği için hassas ciltlere en uygun maske. Öğütülmüş yulaf, limon suyu, zeytinyağı ve yoğurt malzemelerinin her birinden 1 yemek kaşığı kullanarak oluşturduğunuz karışımı yüzünüze uygulayın ve 20-25 dakika sonra soğuk su ile durulayın.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Saç uzatma yöntemleri arayanlar için en hızlı çözümler
Kısa saçların uzaması zaman alır ve bu süreçteki en büyük sorun saçların şekillendirilmesidir. Saçların kendiliğinden uzamasını beklemek yerine evde uygulanabilecek basit yöntemleri deneyebilirsiniz. Kozmetik ürünlerin zararlı etkilerinden uzak bir şekilde bakımı yapılıp beslenen saçların ışıl ışıl bir görünüme ulaşması sağlanabilir. Saç uzatma yöntemleri nelerdir diyorsanız bir de bu doğal tariflere göz atabilirsiniz. İşte hızlı saç uzatma yöntemleri arayanlar için 20 etkili çözüm.
Kestirdiği saçından memnun olmayanlar, şekillendirme ve boya gibi işlemler sonucu yıpranan saçlarını kısaltmak zorunda kalanlar için saçlarının istedikleri uzunluğa ulaşma süresi bir ömür gibi gelir. Çeşitli kozmetik ürünlerin bu konuda fayda sağladığı söylense de saçların sağlıklı bir şekilde uzaması için doğanın birçok alternatifinden faydalanılabilir. Bu doğal kaynakların mucizevi bir etkiyle 1 haftada saç uzatmasını beklemeyin ancak çoğu yöntem kısa süre içerisinde etkisini gösterecek, saçların uzama hızını artıracaktır. İhtiyacı olanlar için saç uzatma yöntemleri geliyor, buyursunlar.
SAÇ UZATMA YÖNTEMLERİ: DOĞAL YAĞLAR
Bitkisel saç uzatma yöntemleri söz konusu olunca saç nasıl hızla uzar sorusuna verilebilecek cevaplardan ilki zeytinyağıdır. Doğanın bir mucizesi olan zeytinyağı, saç diplerini besler, kan dolaşımını hızlandırır ve saçların beslenmesi için gerekli olan vitamin ve mineralleri içerir. Özellikle E vitamini saçların yapısını kuvvetlendirir.
Birçok saç maskesinin vazgeçilmez ürünü olan zeytinyağını ham haliyle saçlarınıza uygulayabilirsiniz. Saçlarınızın tamamına yetecek kadar zeytinyağını bir kapta ısıtın. Daha sonra saç diplerinize masaj yaparak bütün saçınıza yerin. Streç film ya da duş bonesi ile saçlarınızı kapatın. Bir saat sonra ılık su ile saçlarınızı zeytinyağından arındırın. Bu uygulamayı haftada 2-3 kez yapabilirsiniz.
BADEM YAĞI
A, B, K, E vitaminleri ile fosfor, magnezyum, çinko, demir, kalsiyum yönünden son derede zengin olan badem yağı, saçların parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar.
Badem yağını saça uygulamak oldukça basit. Duştan yarım saat önce saç dipleri de dahil olmak üzere badem yağını saçlarınıza güzelce yedirin. Bone ile saçlarınızın üstünü kapatın ve daha sonra ılık su ile yıkayın.
Badem yağını duştan sonra da uygulayabilirsiniz. Nemli saçlarınıza birkaç damla badem yağını sürün. Durulama gerektirmeyen bu yöntem aynı zamanda saçları dış etkenlere karşı da korur.
Badem yağının bir başka özelliği ise kirpikleri ve kaşları besleyerek uzatmasıdır. Temiz bir rimel fırçası ya da kulak çubuğuyla kirpik ve kaşlara uygulanan badem yağı kısa sürede daha güzel kaş ve kirpiklere sahip olunmasını sağlar.
LAVANTA YAĞI
Saç diplerinde oluşan rahatsızlıkların giderilmesine ve saç derisinin beslenmesine faydalı olan lavanta yağı, saçların uzamasına katkı sağlarken bir yandan da yeni saçların oluşumunu destekler.
Lavanta yağının keskin bir yağ olması sebebiyle kullanılmadan önce seyreltilmesinde fayda vardır. Seyreltme işlemi için zeytinyağı ya da Hindistan cevizi yağı kullanılabilir. Bu yağlardan herhangi biriyle lavanta yağını birebir ölçüde karıştırın. Karışımı saç derinizden uçlarına kadar uygulayın. Üzerini saç bonesi ile kapatın ve bir saat sonunda yıkayarak saçlarınızı temizleyin.
ARGAN YAĞI
Fas'ta yetişen bir ağacın tohumlarından elde edilen argan yağı A, C ve E vitaminleri içerir. Omega 9 yağ asitleri ve antioksidanlar açısından da zengindir. Faslı kadınların çok uzun yıllardır saç ve cilt bakımı için kullandığı argan yağı, saçta oluşan deformasyonların giderilmesinden saçın hızlı uzamasına katkı sağlamaya kadar birçok faydası bulunur.
Argan yağını temiz saça uygulamak faydasını artırır. Saçlarınızı yıkadıktan sonra nemli haldeyken argan yağını saçlarınıza yedirin. Az miktarda kullanmak yeterlidir, fazla kullanılan argan yağı saçlarda yağlı bir görüntüye neden olur.
HİNDİSTAN CEVİZİ YAĞI
İnce telli saçları canlandırıp kalınlaştırma etkisi olan Hindistan cevizi yağı, saçın ihtiyacı olan proteini de sağlar. Evde saç uzatma yöntemleri dendiğinde son yıllarda akla en çok gelen doğal kaynaklardan biri olan hindistan cevizi yağı, kozmetik ürünlerin de vazgeçilmezi. Organik Hindistan cevizi yağı saçları besleyerek, saç derisinin sağlıklı olmasını sağlar.
Katı halde olan yağı avuç içinde ısıtın. Bir iki saat aralığında saçınızda bekletin. Ardından ılık su ile yıkayarak saçlarınızı arındırın.
Bir başka yöntem de az miktarda Hindistan cevizi yağıyla saç derisine masaj yapmaktır. Haftada iki sefer, on beş dakikaya kadar saç derinize bu yağ ile masaj yaptığınız zaman, saç diplerindeki kan dolaşımı hızlanarak saçın uzama hızı artar. Her iki yöntemi de haftada üç kereye kadar uygulayabilirsiniz.
NANE YAĞI
Saç derisini besleyip, kan dolaşımı hızlandıran ve bunlara ek olarak saç derisi sorunlarını da iyileştiren nane yağı, saçların hızlı uzamasını sağlayan bir başka bitkisel kaynaktır.
Nane yağı saf halinde kullanılmaz. Nane yağının seyreltilmesi için zeytinyağı ya da badem yağı ile karıştırılması gerekir. Bir miktar zeytinyağının içerisine birkaç damla nane yağını damlatın. Ardından bu karışımla saç derinize masaj yapın. Kırk beş dakika kadar beklettikten sonra yıkayarak saçınızı temizleyin. Haftada bir iki defa tekrar edin. Bu yöntemi uygulamak istemeyenler ise şampuanlarının içerisine nane yağı katabilirler. Her yıkamada saçlara nane yağının etkisi de işler.
BİBERİYE YAĞI
Hücre bölünmesini artıran, kan dolaşımını hızlandıran biberiye yağı da saçların uzamasında etkilidir. Biberiye yağı da tıpkı nane yağı gibi bir başka yağ ile karıştırılarak kullanılır.
Bu yağı isteğe göre badem yağı, zeytinyağı ya da hindistan cevizi yağı ile karıştırılması mümkündür. Haftada bir sefer saç derisine bu yağ karışımı ile masaj yaptığınız takdirde saçlarınızın daha hızlı uzadığını göreceksiniz.
HİNT YAĞI
E vitamini ve omega 3 yağ asitleri açısından zengin olan Hint yağı, saçların uzamasına katkı sağladığı gibi elektriklenme sorununu da çözer.
Hint yağını saçınıza uygulamadan önce benmari usulü ısıtın. Önceden yıkamış olduğunuz temiz saçlarınızın dibine masaj yaparak sürün. Yarım saat boyunca bekletin. Bu süre içerinde on dakikada bir saç diplerinize masaj yapmaya devam edin. Ardından ılık su ile saçlarınızı yıkayın.
SUSAM YAĞI
E vitamini yönünden zengin olan susam yağı saçların hızlı uzamasını sağlar. Saç diplerinde oluşan mantar hastalığı ile kepek sorununu da çözer.
Susam yağını saçınıza doğrudan uygulayabilirsiniz. Haftada bir ya da iki kere saç diplerinize susam yağı ile masaj yapın. Bir saat kadar bekletin ve ardından ılık su ile saçlarınızı temizleyin.
SAÇ UZATMA YOLLARI: BİTKİLER
Doğal çözüm deyince bitkilere değinmeden olmaz. Çeşitli otlar ve çiçekler ile haızrlabileceğiniz karışımlar sadece saçlarınızın hızlı uzamasına değil, canlanmasına ve güçlenmesine de yardımcı olur.
LAVANTA
Lavanta yağı kadar lavantanın kendisi de saç uzaması üzerinde etkilidir.
Üç su bardağı kaynamış suyun içerisine bir avuç kadar lavanta ekleyin ve demlenmesi için on beş dakika kadar bekleyin. Bu süreçte hazırlanan su da saçlara zarar vermeyecek bir sıcaklığa gelecektir. Ilık halde olan lavantalı suyu saçlarınızın tamamına sürün. Yarım saat bekleyin ve saçlarınızı durulayın. Bu uygulamanın haftada bir kez yapılması yeterlidir.
PERYAVŞAN OTU
Avı yavşan otu olarak da bilinen peryavşan otu zayıf saçları canlandırırken, saçların uzamasına da gözle görülür bir etkide bulunur.
Bir litre suyun içerisine bir avuç kadar peryavşan otunu katın. Güzelce kaynattıktan sonra soğuması için bir kenara bırakın. Banyo sonrası en son bu su ile saçlarınızı durulayın. Tekrar durulamadan saçlarınızı kendi halinde kurumaya bırakın. Haftada iki ya da üç sefer uygulayabilirsiniz.
ISIRGAN OTU
Çok eski zamanlardan beri saç bakımında kullanılan ısırgan otu, saç diplerini harekete geçirerek saçların daha hızlı uzamasını sağlayan bitkilerden biridir.
Taze ya da kurutulmuş ısırgan otunu yaklaşık bir litre su ile kaynatın ve soğumasının ardından süzün. Saçlarınızı temizledikten sonra bu su ile yıkayın. Yarım saat kadar bekleyin ve saçlarınızı şampuan kullanmadan bir kez daha durulayın.
ADAÇAYI
Saç derisini temizleyen, saç dökülmelerini engelleyen ve saçların daha kısa sürede daha sağlıklı uzamasını sağlayan adaçayı da diğer bitkiler gibi temiz saç derisine uygulanır.
Bir litre kaynamış suyun içerisine birkaç dal adaçayı atın. Ilık bir hale gelene kadar bekleyin. Sprey şişesine koyacağınız bu ile saçlarınızı güzelce ıslatın. Kokusundan rahatsız olmazsanız durulamanıza gerek yoktur.
BİBERİYE
Saç uzatma konusunda yağı kadar kendisinin de faydalı olduğu bir diğer bitki ise biberiyedir. Saç köklerini uyaran biberiye saçların uzamasını da hızlandırır.
Tüm saçlara yetecek kadar biberiye çayı hazırlayın. Saçlarınızı şampuan ile yıkadıktan sonra son durulama suyu olarak bu su ile saçlarınızı durulayın. Saçlarınızı kendi halinde kurumaya bırakın. Bu yöntem her banyo sonrası rahatlıkla uygulanabilir.
ÇEMEN OTU
Saç büyümesini hızlandıran proteinler ile saç köklerinin yeniden yapılanmasını sağlayan hormonları içeren çemen otu tohumu, saç dökülmesinde de etkilidir.
Bir fincan çemen otu tohumunu bir gece boyunca suda bekletin. Sabah yumuşayan tohumları güzelce ezin. Macun kıvamına gelince saçlarınıza sürün ve bone ile saçlarınızı kapatın. Kırk beş dakika kadar beklettikten sonra yalnızca su ile durulayın. Bu maskeyi bir ay boyunca her gün düzenli olarak uygulamaya devam edebilirsiniz.
SAÇ UZAMASINI DESTEKLEYEN KÜRLER
Hızlı saç uzatmaya yardımcı olacak yağların dışında evde hazırlayabileceğiniz başka çözümler de bulunmaktadır. Saçlarınız için çeşitli kürler ve maskeler hazırlayabilirsiniz.
ALOE VERA KÜRÜ
Aloe vera bitkisi, cilde sağladığı faydalar başta olmak üzere saç gibi dış görünüşü etkileyen tüm unsurlarla ilgili sorunlarda imdada koşar. Bitkinin yapraklarının içerisinden çıkan jel, saç diplerini besleyerek saçların uzama hızını artırır.
Bitkinin içerisinden çıkan jel ile limon suyunu karıştırın. Hazırladığınız bu maskeyi saç dipleri de dahil olmak üzere bütün saçları kaplayacak şekilde sürün. Yirmi dakika bekleyin ve soğuğa yakın ılık bir su ile saçlarınızı yıkayın.
Bitkinin bir başka kullanımı ise jelin Hindistan cevizi sütü ve buğday tohumuyla karıştırılması suretiyle olur. Üç malzemeyi de eşit miktarlarda karıştırarak bir önceki tarifin adımlarını uygulayabilirsiniz.
HİNT BEKTAŞİ ÜZÜMÜ MASKESİ
Amla olarak da bilinen Hint bektaşi üzümü, hızlı saç uzatma maskelerinde kullanılan malzemeler arasında yerini alır. C vitamini yönünden zengin olan, aynı zamanda anti-enflamatuar, antioksidan, antibakteriyel ve peeling özellikleri gösteren amla, saç derisini arındırarak saçların uzamasına destek olduğu gibi beyazların da renginin koyulaşmasını sağlar.
Hint bektaşi üzümünü veya suyunu limon suyuyla karıştırın. Saçınıza bu karışımı sürün ve üzerini kapattıktan sonra bir gece bekletin. Sabah saçlarınızı durulayın.
BAL, PATATES VE YUMURTA SARISI KÜRÜ
Patates A, B ve C vitaminleri yönünden saçı beslerken, yumurta saçların ihtiyacı olan proteini sağlar. Bal ise saç derisini besleyerek antibakteriyel ve antiseptik etki gösterir. Bu üçlü bir araya geldiğinde ise saç uzatma kürleri arasında en etkili yöntemlerden biri ortaya çıkar.
Patatesi rende veya rondodan geçirerek suyunu çıkartın. İçerisine bal ve yumurta sarısını ilave ederek güzelce karıştırın. Hazırladığınız maskeyi saç diplerinizden başlayarak saçınıza güzelce sürün. Üzerini saç bonesi, havlu veya streç filmle kapatın. Bir saat kadar beklettikten sonra yıkayarak saçınızı temizleyin. Bu maskeyi saçlarınıza haftada iki sefer uygulayabilirsiniz.
YUMURTA, SÜT, ZEYTİNYAĞI VE LİMON KARIŞIMI
Yine yumurtanın başrolde olduğu ve saç uzamasına ne iyi gelir araştırmasına cevap olacak bir kür daha. Bir yumurta, bir bardak süt, iki yemek kaşığı zeytinyağı ve yarım limon suyu karışım homojene yakın bir hal alana kadar karıştırın. Saç diplerine ve saçlarınıza uygulayın. Yarım saat beklettikten sonra yıkayın.
AVOKADO MASKESİ
Yapılan araştırmalarda içeriğinde bulunan yağların anne sütüne en yakın yağlar olduğu saptanan avokado, saçlar için de bir mucize.
Avokado maskesi hazırlamak için bir adet olgunlaşmış avokadoya ihtiyacınız var. Kabuk ve çekirdek kısımlarından avokadonun içini güzelce ayıkladıktan sonra badem yağı veya zeytinyağı ile karıştırın. Bütün malzemeyi güzelce ezdikten sonra saçlarınıza sürün. Bir havlu ile saçlarınızı kapatın. Bir saat kadar beklettikten sonra saçlarınızı yıkayarak arındırın. Haftada bir kere avokado maskesini uyguladığınız takdirde kısa sürede saçlarınızdaki farklılığı hissedeceksiniz.
HIZLI SAÇ UZATMAK İÇİN DİĞER İPUÇLARI
SAĞLIKLI BESLEYENMEYE DİKKAT EDİN
Saçlar ihtiyacı olan besin değerlerini vücuttan temin eder. Vücut ise sağlıksız beslenme söz konusu olduğunda vitaminleri ve mineralleri önce yaşamsal önem taşıyan organlara gönderir, saçları gıdasız bırakır. Sağlıklı beslenme saçların uzamasında kilit bir noktadadır. Özellikle C ve E vitaminleri içeren gıdalara ağırlık verilmesi saçların ihtiyaç duyduğu kolajen miktarını yükseltir, uzama hızı da buna göre değişir.
ISI İLE ŞEKİLLENDİRMEYE ARA VERİN
Saçların en büyük düşmanı olan ısı ile şekillendirme, saç uzatma aşamasında uzak durulması gereken yöntemler arasında. Bu süreçte saç düzleştiricilerinizi ve maşalarınızı kullanmamaya özen gösterin. Mutlaka kullanma zorunluluğunuz varsa minimumda tutmaya gayret edin.
SOĞUK SU KULLANIN
Saçları çok sıcak suyla yıkamak yıpranmalarına yol açar. Bu nedenle duş sonrası en son aşamada saçlara birkaç saniye boyunca soğuk su tutun. Böylelikle nemi saçınıza hapsetmiş olursunuz.
SAÇ YIKAMA ŞEKLİNİZİ DEĞİŞTİRİN
Çoğu insan alışkanlıklarından dolayı saç diplerini sert bir şekilde yıkar. Saç diplerinizin zarar görmesini istemiyorsanız bu alışkanlığınızı bir kenara bırakın ve saç diplerinizin sadece masaj yaparak temizlenmesini sağlayın.
SAÇLARINIZI AÇIN
Sıkı at kuyrukları saç diplerine zarar veren bir başka faktör. At kuyruğu yerine daha gevşek toplanan modelleri tercih edebilirsiniz. Uyku sırasında ise saçlarınızı açarak uyumanız saçlarınızın ezilmesinin ve kırılarak gücünü kaybetmesinin önüne geçecektir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Gözenek küçültmek için doğal öneriler
İster makyajlı ister makyajsız olsun açık gözenekler her kadını rahatsız ve mutsuz eder. Yüzünüzün pürüzsüz görünmesi için gözenekleri küçültmek, sıkılaştırmak çok önemlidir. Gözeneklerinizi küçültmek için doğal yöntemlerden faydalanabilirsiniz.
Gözeneklerinizin kaybolmasını istiyorsanız düzenli olarak bakım yapmanız şart. Evde kolay ve pratik yöntemlerle gözeneklerinizi küçültmeniz mümkün. Sıkılışan gözenekler hem cildinizi pürüzsüz gösterecek hem de kirlere açık hale gelmeyecektir.
TONİK
Cilt temizliği en önemli konulardan biridir. Cilt problemlerinin hemen hemen hepsi doğru cilt temizliğinin yapılamamasından kaynaklanır. Cildinizi temizleyip gözeneklerinizdeki kiri arındırdıktan sonra tonik kullanmayı ihmal etmemelisiniz. Temiz içerikli ve alkol içermeyen tonik kullanmak hem gözeneklerinizi sıkılaştıracak hem de cildinizi kurutmayacaktır. Bunun için sabah akşam uygulamalısınız. Dilerseniz doğal gül suyuyla da tonik işleminizi yerine getirebilirsiniz. Düzenli uygulamada farkı göreceksiniz.
SOĞUK
Kullanacağınız ürünleri soğuk uygulamak her zaman gözeneklerinizin küçülmesini sağlar. Kullanacağınız tonik ve maskeleri buzdolabından çıkarıp uygulayabilirsiniz. Sadece buz kullanarak da gözeneklerinizi de küçültebilirsiniz. Temizlediğiniz cilde buz küpünü birkaç saniye yavaşça gözeneklerinizin üzerinde gezdirebilirsiniz. Soğuk uygulama ciltte şok etkisi yapar, cildin yenilenmesini hızlandırır, kan dolaşımını arttırır, kılcal damarları açtığı için morlukları önüne geçer. Gözenekleri de sıkılaştırıcı bir adımdır.
KARBONAT
Cildin fazla yağ üretmesini engelleyen karbonat bu sayede gözeneklerin daha sıkı olmasını sağlar. Aknelerle de mücadele etmeyi kolaylaştıran karbonatı su ile karıştırarak macun kıvamına getirin. Sonrasında gözenekli bölgelerin üzerine sürün ve yaklaşık 15 dakika beklemeye bırakın. Kuruduktan sonra ılık suyla cildinizden arındırabilirsiniz. Haftalık olarak 1-2 kez bu uygulamayı yapabilirsiniz, cildinizin yağlı kısımlarına uygulayacağınız bu karışım ile daha kuru olduğunu ve gözeneklerinizin sıkı durduğunu fark edeceksiniz.
KİL MASKESİ
Gözenek küçültücü en etkili yöntemlerden biri kil maskesi uygulamaktır. Haftada birkaç kez uygulayacağınız kil maskesi ile cildinizin daha az yağlandığını ve gözeneklerinizi küçüldüğünü fark edeceksiniz. Özellikle duş sonrası açılmış gözeneklere uyguladığınız kil daha başarılı bir sonuç çıkmasını sağlayacaktır. Cildinize uygulayacağınız kil maskesini 15 dakika bekletmeniz ve sonrasında ılık suyla temizlemeniz yeterli olacaktı. Ardından tonikleme işlemine geçerek gözeneklerinizin daha iyi sıkılaştığını görebilirsiniz.
LİMON
Cildin fazla yağdan arınmasını sağlayan limon gözeneklerinizin sıkılaşmasını da kolaylaştırır. Hem gözenekleri temizleyen hem de sıkılaşma özelliği sunan limonun suyunu da uygulayabilirsiniz. İsterseniz içerisine bal ve şeker de ekleyebilirsiniz, masaj yaparak yedirdikten sonra 10 dakika bekletip durulayabilirsiniz. Bu içeriklerle cildinizi beslemiş de olacaksınız. İhtiyaç durumuna göre haftada 1-2 kez uygulamanız önerilir.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
Yorgun görünen cilt için 5 önemli tavsiye
Hayat şartları cilt yaşlanmasını hızlandıran önemli etkenlerden biridir. Hava kirliliği, uykusuzluk, stres, yanlış beslenme, cilt bakımına gereken önemin verilmemesi gibi daha pek çok nedenden dolayı cilt yorgun görünür ve matlaşır.
Kadınlar için önemli konulardan biri olan canlı ve enerjik bir cilt için dikkat edilmesi gerekenler vardır. Hem cilt bakımı hem de yaşam şartlarıyla cildinize ihtiyacı olan bakımı vermeniz çok önemlidir. İşte yorgun görünen ciltler için etkili tavsiyeler…
CİLT TEMİZLİĞİ
Enerjik ve canlı, aydınlık görünen bir cilt için temizlik çok önemlidir. Sabah ve akşam olmak üzere cildin doğru şekilde temizlenmesi gerekir. Cilt yapısına uygun bir ürünle, nazikçe cildinizi temizlemelisiniz. Ardından tonik kullanarak gözeneklerin sıkılaşmasını ve tüm kirlerden tamamen arındırılmasını sağlarsınız. Cildinizi temizlerken kullanacağınız suyun ılık olmasına özen göstermelisiniz. Soğuk su cildin nemini hapsederken kurumasını önlemiş olacaktır. Aynı zamanda kan dolaşımını da arttırarak cildinizi daha enerjik yapacaktır.
NEMLENDİRME
Temizlik ve tonik işlemlerinden sonra mutlaka cildinize uygun bir nemlendirici kullanmalısınız. Sabah ve akşamları nemlendirici sürerek daha dolgun ve parlak görünen bir cilde kavuşabilirsiniz. Nemsiz kalan cilt solgun ve mat görünecektir. Dolayısıyla nemlendirme aşamasında etkili ürünleri kullanmanız gerekir. Nem oranı yüksek olan, içerisinde hyaluronik asit bulunan ürün kullandığınızda cildinizin elastikiyetini de arttırmış oluyorsunuz. Kolajen içerikli ürünlere de yer vererek cildinizi sıkılaştırırken aynı zamanda yaşlanma belirtilerine karşı da savaş açmış olursunuz.
PEELİNG VE MASKELER
Cilt bakım rutininize haftada 1-2 kez olmak üzere peelingi eklemelisiniz. Eğer her gün makyaj yapıyorsanız bu sayıyı 3'e de çıkarabilirsiniz. Peeling ciltteki ölü derinin atılarak alttan sağlıklı derinin çıkmasına olanak tanır. Düzenli peeling ile kan dolaşımı hızlanır ve cilt daha enerjik görünmeye başlar. Doğal canlılığına kavuşurken mat, solgun ve yorgun görünümden de kurtulmanızı sağlar. Enerji veren, nemlendiren, ışıltı katan maskeleri de rutininize eklemenizde fayda var. Hem cildinizin ihtiyaçlarını hızlıca giderirken hem de doğal bir canlılık katılmasını sağlarsınız.
BESLENME
Cildinizi dıştan olduğu kadar içten de beslemeyi unutmamalısınız. Yedikleriniz ve içtikleriniz cilt sağlığınızı doğrudan etkiler. Örneğin nemli bir cilt için sadece nemlendirici uygulamak yetmez aynı zamanda hergün bol su içmeyi alışkanlık haline getirmeniz gerekir. Cilt bakımında önemi büyük olan C vitaminini hem serum olarak hem de içerisinde bulunan ürünlerle cildinize verebilirsiniz. Beslenmenizde de C vitamini yönünden zengin olan meyve ve sebzelere yer açmanız gerekir. Düzenli olarak tüketmeye özen göstermelisiniz.
YAŞAM ŞARTLARI
Nasıl yaşadığınız da cilt kaliteniz üzerinde yakından etkilidir. Örneğin stres başlı başına cilt sağlığının düşmanıdır. Yorgunluk izleri en çok stres nedeniyle görülmektedir. Mat bir görünümün yanı sıra ince çizgiler ve kırışıklıklar da baş gösterir. Stres kontrolü yaparak bu etkileri en aza indirmelisiniz. Kullanacağınız ürünlerde stres kaynaklı belirtilere karşı savaşan içeriklere de yer verebilirsiniz. Özellikle hassas bölge olan göz altları stres ve yorgunluk nedeniyle çabuk çöker. Dolayısıyla uyku düzeninizi de iyi ayarlamalı ve yeterli derecede uyumalısınız.
Bunu beğenen ilk kişi ol.
İnsanların Diğer Beğendikleri
3
Beğeniler
Sağlık / Güzellik
3
Beğeniler
Sayfa Yöneticileri
-
Sevgi TekinKurucu