Şemsiye
tarafından - Nisan 12, 2022
547 görüntüleme

İnsan bazen ne çok şey söylüyor. Kendi kendine konuşan insanlar diyorum söyleyecek ne çok şeyleri oluyor.Ne zaman susarlar bilmem ya da 
susarlar mı acaba yoksa ömürlerinin sonuna kadar sürüp gider mi bu kendi kendine hoş sohbetleri. 
Kendi kendine kalabilmek güzel bir şey mi gerçekten yoksa kendi kendine kalmaktan imtina eden insanların biraz kıskançlıkla gösterdikleri 
bir tepki mi kendi kendine kalıp laf lafı açtıkça hiç sıkılmayan insanlara karşı. Sahi nasıl sıkılır insan kendi kendine kalınca?
Kendi kendine olmak, tek başına bir çeşit antidepresan değil de nedir? 
insan kendini dinlemekten korktuğu için mi kalamaz kendi başına?
Kendi kendine söyleyeceği sözlerin, yapacağı eleştirilerin ağırlığı altından kalkamayacağı için mi kaçar hep kendinden? 
Yoksa kendini sevmediğinden mi?
İnsan kendini sevince çünkü biraz olsun sevince kalkar o en acımasız eleştirmenin yani kendinin sözlerinin altından sonra güzel cümleler 
kurmayı da öğrenir o eleştirmen hani hep başkalarına kurduğu ama kendine gelince yanından bile geçmediği o sözler var ya hah onları diyorum
işte. "Bugün çok mutluyum." "Çok güzelim." "Mükemmel biriyim." bunlar başlar yavaş yavaş.
Tabi kendi de bilir insanın tam anlamıyla bunlar olmadığını ama eleştirmek dibe çeker insanı, kendini ağır sözlerle eleştirmek.. Zira insanın 
insanın kendisi ile olan savaşından galip çıkan olmaz. Yıkım olur ancak orda, çöküş olur, harap olmuş bağlar bahçeler, yıkılmış hayaller,
artık bir önemi kalmamış hayaller olur. 
Merak ediyorum ne zaman nsan kendi ile savaşıp kazanabileceğine inanmaya başladı? Kim ikna etti ki tüm insanlığı bunun gerçek olabileceğine?
Nasıl ikna oldu koca bir insanlık harabeler içinde güzel şeyler yapabileceğine ? Molozları taşımadan, yıkılmış binaları onarmadan, devrilen
ağaçların yerine yenilerini dikmeden savaş hala devam ederken güzellikler nasıl çıkar karşımıza?
Önce savaşlar bitmeli, insan önce kendini sevmeli başkalarından beklediği o rengarenk çiçekleri kendi ekmeli kalbinin o güzel ama savaşmaktan
harap olmuş bahçesine, gözlerideki perdeyi, kalbindeki karayı kaldırmalı önce insan.
Sonra..
Sonra güzel olur mu herşey?
Olmaz elbet yine dikenler bulur yralar ellerini, yine toz duman içinde bulur insan kendini, yine savaşlar, kavgalar, darbeler bulur yapışır 
yakasına ama insan artık bıraktıysa kendiyle savaşmayı, sevdiyse kendini bir kere tüm içtenliğiyle gülümsediyse aynaki yansımasına gözlerinin
içine bakarak eskisi gibi yıkmaz onu dışardaki toplar tüfekler. Bahçesinde birkaç çiçek solar belkş, evinde birkaç tablo düşer yere ama 
umutları yıkılmaz artık, hayatın sonuna geldiğini düşünmez, yalnız olmaktan korkmaz eskisi gibi, bir başkasının gelip yarabandı olmasını
beklemez bilir kendi yaralarını sarmayı en iyi ilacın kendisi olduğunu bilir. Başkasını  sardığı yaranın asla iyileşmeyeceğini bilir.
O eleştiren ses susar mı peki?
Susmaz insan ölse de o hiç susmaz ama artık bilirsin o eleştirmen aslında seni yargılamaz aksine doğru yolu gör diye didinir durur ama 
sen onunla barışmadan asla göremezsin o iyi niyeti düşman sanırsın kendini de kaçıp durursun ondan. İnsan kendisine düşman oldukça daha çok 
düşer hataya, çıkmazlarından kurtulamaz bir türlü. Kaçmamalı kendinden insan her şeyden ve herkesten önce sevmeli kendini ki
açılsın önünde güzellikler yolu.. 

Yayınlanan: Eğitim
Bunu beğenen ilk kişi ol.