Atardamarları etkileyen bir hastalık olan periferik damar hastalıkları ve tedavisi ülkemiz de oldukça ilerlemiş yöntemlerle tedavi ediliyor. Bilmeyenler için periferik damak hastalığının ne olduğunu yazabiliriz. Yavaş bir şekilde gelişen ve atardamarları etkileyen ve atardamarların daralmasına neden olan hastalıktır. Periferik damar hastalığından birçok organın bulunduğu yerdeki damarlar etkileniyor. Hangi damarlara etki yaptığını yazalım.
- Karotis
- Vertebral
- Üst ekstremite
- Mezenter
- Böbrek
- Alt ekstremite
Damarları periferik hastalığından dolayı etkilenmektedir. Preferik damar hastalığı aynı kroner damar hastalığı gibi sık bir şekilde meydana gelen bir damar hastalığıdır. Doktorlar her iki damar hastalığının hastalar da çok sık bir şekilde rastlandığına dikkat çekiyorlar. Tedavisi olan ve iyileşme kaydedilen bir hastalık dır.
Periferik Damar Hastalığı Ne Zaman Ortaya Çıkıyor?
Direk yaş ile alakalı olan periferik damar hastalığı belli bir yaştan sonra ortaya çıkıyor. Genellikle 50 yaşın üstün de olan kişiler de daha sık olarak görülüyor. Bacaklar da bulunan damarlarda ki ağrı ise tipik olarak baldır kısmında görülen ağrı ile 50 yaş üstünde ki kişiler de seyrediyor.
Periferik Damar Hastalığı Risk Faktörleri
Periferik damar hastalığına yakalanma riskini fazlalaştıran riskler bulunuyor. Bu hastalığa neden olan en yüksek faktörleri yazalım.
- Sigara kullanımı.
- Kolesterolün yüksek olması
- Diabetes mellitus
- Yüksek tansiyon olması
Kişinin periferik damar hastalığına yakalanması için yüksek risk grubun da yer alıyor. Aynı riskler kroner damar hastalıkları içerisinde de seyrediyor. Tabii ki sadece bu sayılan neden periferik damar hastalığına neden olmuyor. Bunların haricin de alkol tüketiminin ve aşırı kilolu olan kişilerin de bu hastalığa yakalanma riskleri fazladır. Çok fazla olmamak kaydıyla romatizmal hastalık sahibi olan kişilerin de periferik damar hastalığına yakalanma riskleri bulunuyor.
Periferik Damar Hastalığının Araştırılması Hakkında
Bazı hastalıkları bulunan kişilerin araştırılması sonucunda ortaya periferik damar hastalığına yakalanma olasılıkları bulunuyor. Uzmanlar özellikle bu söyleyeceğimiz şikâyetleri bulunan kişilerin hastalık risk grubun da olduğunu ifade ediyorlar.
- Aile de irsi olarak damar hastalığı olanlar.
- Göğsün de ağrı olabilen kişiler.
- Kalça da, uyluk ve baldır da oluşan ağrıların olması durumunda.
- Ağrı ve yürüme esnasın da kramp olmalar da.
- Ayakta iken yeteri kadar iyileşmeyen yaralar da.
- Geçici veya kalıcı olarak felç geçirmiş olan kişiler de.
- Sertleşme sorunların da.
- Hipertansiyonu veya böbrek rahatsızlığı olma durumun da.
- Özellikle fazla yemek yeme durumun da.
Gibi durumlar da şikâyetleri bulunan kişilerin acaba periferik damar hastalığı taşıdığı araştırılıyor. Siz de bu sayılan rahatsızları sık bir şekilde yaşıyorsanız doktora gitmeniz de fayda olacaktır.
Periferik Damar Hastalığının Tanısının Koyulması
Yazmış olduğumuz şikâyetler doğrultusun da hasta olan kişilerin periferik damar hastası olup olmadığı tanısı belli test ve işlemlerden geçerek yapılır. Uzman hekimler hastayı birtakım testlerden geçirirler. Bunların neler olduğunu yazalım.
- Fizik muayene bulguları
- Hastanın öyküsü
- Anjiyografi
- Laboratuvar işlemleri
- Bilgisayarlı tomografik anjiyografi
- Manyetik rezonans anjiyografi
Gibi işlemlerin sonuçları doğrultusuna bilgiler değerlendirilerek hastalığın tanısı konur. Tabii ki hepsi bir arada olmaz. Eğer bir test yapıldı ise ve o test sonucunda hastalık ortaya çıkmadı ise diğer test yapılır. Bu şekilde net olarak periferik damar hastalığı olup olmadığı kişinin belli olur.
Periferik Damar Hastalığı Tanısı İçin Fizik Tedavide Yapılan İşlemler
Kişinin periferik damar hastalığı tanısının konması bazen fizik tedavi sırasın da ortaya çıkabiliyor. Doktorlar şikâyeti olan hastaya fizik tedavi sürecin de bazı işlemler yaptırıyorlar. Bunların neler olduğunu yazalım.
- Boyun ve omuz kısmında bulunan damarların kontrolü yapılır.
- Kollar ve eller titiz bir şekilde muayene edilir.
- Ayaklar muayene edilir.
- Kasık bölgesinde bulunan damarlar kontrol ediliyor.
- Göbek çevresi, böğür ve kalça bölgesi olmakla beraber vücudun karın bölgesinin farklı yerleri muayene edilir.
Bunların haricinde eğer baldır kılların da seyrelme varsa ve deri değişiklikleri meydana geliyorsa fizik tedavi sırasın da periferik damar hastalığı olduğu düşünülebilir. Tam olarak tanı diğer işlemlerden sonra ortaya çıkar.
Periferik Damar Hastalığı Tedavi Yöntemleri
Periferik dama hastalığı aynı kroner damar hastalığı gibi bir damar hastalığı olduğu için tedavi yöntemlerin de ortak yönler olabiliyor. Periferik dama hastalığını tedavi etmek için kullanılan birtakım yöntemler bulunuyor. Bu yöntemler sayesin de iyileşme oluyor. Hangi tedavi yöntemlerinin uygulandığını yazmak istiyoruz.
- Cerrahi Tedavi Yöntemi.
- Tıbbi Tedavi Yöntemi.
- Endovasküler Tedavi Yöntemi.
Hastalığın tedavi yöntemleri arasın da geliyor. Bunların içerisin de bulunan cerahi tedavi yöntemi en son aşamaya gelmiş hastalar için uygulanıyor. Doktorlar tedavi aşamasını zor durum da olmadıkça cerrahi yöntemi kullanmıyorlar.
Periferik Damar Hastalığı Tedavilerinin Açıklanması
Üç şekilde tedavi edilen periferik damar hastalığı aşamalarına göre tedavi yöntemleri seçiliyor. Tedavi yöntemleri hakkında bilgi vermek istiyoruz.
Tıbbi Tedavi Yöntemi: Bu tedavinin amacı ortaya çıkmış olan semptomların iyi olmasını sağlamaktır. Eğer hasta sigara içiyorsa kesin olarak sigarayı bırakması gerekiyor. Hastanın düzenli egzersiz yapması gerekiyor. Düzenli olarak kullanması gereken ilaç tedavi uygulanır. Hastanın kullanması gereken ilaçlar ise lipit düşürücü ilaçlar, antitrombositer ilaçlar, antihipertansif ilaçlar gibi damar koruyucu ilaçlardan oluşuyor.
Endovasküler Tedavi Yöntemi: Cerrahi yöntemle karşılaştırıldığı zaman riski daha azdır. Yapılan uygulamalar Anjiyoplast, damar stentlemesi ve ateroktemi tedavileri hastalıkla başarılı bir şekilde uygulanıyor ve etki gösteriyor.
Cerrahi Tedavi Yöntemi: Sadece periferik damar hastalığı için değil diğer damarla ilgili hastalıklar için de uygulanan en son çare olan tedavi yöntemidir.
Birinci ve ikinci şekil de yapılan tedavilerden istenilen sonuçlar alınmadığı takdir de son çare olarak cerrahi uygulama yapılır ve başarı oranı yüksektir.